Ağrı'da yaşanan şiddetli yağışlar, özellikle akşam saatlerinde etkisini göstermeye başladı. Aniden bastıran yağmur, kısa sürede derelerin taşmasına yol açtı. Tarım arazilerini etkileyen bu durum, maalesef bazı evlerin de sular altında kalmasına neden oldu. Olayın ardından bölgeye ulaşan ekipler, vatandaşların yardımına koşmaya başladılar. Bu tür doğal afetlerin artışı, iklim değişikliğinin etkileri arasında gösterilmektedir. Yangınlar ve sel gibi Felaketler, son yıllarda birçok şehirde yaşanır hale geldi.
Ağrı'da meydana gelen sel felaketi, şehrin sadece bir kısmını değil, aynı zamanda çevresindeki birçok ilçeyi de etkiledi. Aniden bastıran yağmur, hızıyla pek çok vatandaşın hayatını olumsuz etkiledi. Sel suları, evlerin zemin katlarına kadar yükseldi ve birçok aile eşyalarını dışarıya taşımak zorunda kaldı. Bu durum, özellikle çocuklu aileler için büyük bir tehlike arz etti. Mahallelerde oluşan su birikintileri, araçların geçişini zorlaştırdı. Bunun yanı sıra, bazı yolların kapanmasıyla birlikte, ulaşımda sıkıntılar yaşandı.
Sel felaketi sonrasında yerel yönetimler hızlı bir şekilde harekete geçti. Belediye ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ekipleri, başta su tahliye çalışmaları olmak üzere, bölgedeki hasarı tespit etmeye yönelik çalışmalar başlattılar. Özellikle su altında kalan evlerde yaşayan vatandaşların tahliyesi öncelikli hedeflerden biri oldu. Ekipler, bölgedeki riskli alanları belirleyerek, vatandaşları bu konularda bilgilendirmeye çalıştılar. Aynı zamanda, selden etkilenen ailelere yardım ulaştırmak amacıyla kampanyalar başlatıldı.
Yağışların azalmasıyla birlikte, derelerin normal seviyelere geri döndüğü bildirildi. Ancak su altında kalan evlerin onarım süreçlerinin ne kadar süreceği ve afetin ekonomik boyutu, vatandaşlar arasında büyük bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Uzmanlar, benzer olayların önüne geçmek adına, şehirlerdeki altyapı çalışmalarının güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Artık doğal afetlerin sadece mevsim geçişleriyle sınırlı kalmayıp, yılın her döneminde karşımıza çıkabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Özellikle tarım açısından önemli olan bu tür afetlerin, çiftçilerin gelir kaynaklarını da olumsuz etkileyeceği düşünülüyor. Topraklar su altında kaldığı için, ürünlerin yetişmesi zorlaşacak ve bu durum kırsal alanlarda büyük bir ekonomik kayba yol açacaktır. Yerel yöneticiler, tarım alanlarının korunması için çeşitli projeler geliştirmek zorunda kalacaklar. Aniden bastıran yağmurlar öncesinde, iklim değişikliği konusundaki farkındalık çalışmaları da hız kazanmaktadır.
Ağrı’daki bu sel felaketi, sadece bir doğal afet olmanın ötesinde, iklim değişikliğinin insan hayatı üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin bir yansımasıdır. Yerel yönetimlerden, merkezi hükümete kadar tüm paydaşların, bu konuyla ilgili duyarlılıklarını arttırmaları gerektiği açıkça görülmektedir. Gelecek dönemlerde benzer olayların yaşanmaması için alınacak önlemler, herkesin ortak sorumluluğu olacaktır. Vatandaşların da bu süreçte bilgi edinmeleri ve hazırlıklı olmaları, gelecekte yaşanabilecek felaketter karşı önemli bir adım olacaktır.
Ağrı'da gerçekleşen bu sel felaketi, tüm Türkiye'yi saran iklim değişikliği sorununa dair bir uyanış çağrısı yapıyor. Doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak ve bu süreçte dayanışmayı artırmak, sadece devletin değil, her bireyin görevidir. Unutulmamalıdır ki, afetlerin geride bıraktığı hasarlar, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik boyutlarıyla da göz önünde bulundurulmalıdır.