Ateşkesin sona ermesinden sonra İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik geniş çaplı askeri operasyonlara başladı. Uzun süren gerginliğin ardından, bölgede tekrar silahların patlaması ve sivil kayıpların artması, uluslararası toplumda kaygı yaratıyor. Saldırılar, bölgedeki insani durumu daha da zorlaştırırken, sakinleri kaygı içinde bırakıyor.
Ateşkesin sona ermesi, iki taraf arasında yeniden tırmanan psikolojik ve fiziksel gerginliğin sonucudur. Önceki gün gerçekleştirilen İsrail hava saldırıları, Gazze'de çeşitli hedefleri vurmaya yönelikti. Bu operasyonların gerekçesi olarak, İsrail yönetimi terör tehdidini öne sürerken, Gazze'deki Hamas ve İslami Cihad gibi grupların, ateşkese riayet etmediklerini öne sürdüler. Oysa Gazze'de yaşayan halk, şiddet içinde geçen yılların ardından bir nebze olsun huzur bulmayı umut ediyordu. Ancak bu umutlar, yeniden patlayan bombaların sesiyle yerle bir oldu.
İsrail’in Gazze’ye yeniden saldırmaya başlaması, uluslararası toplumu harekete geçirdi. Birçok ülke, saldırıların derhal durdurulması çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği, saldırıların sivil halk üzerinde büyük bir etkisi olduğunu vurguladı. Saldırılar sonucu çok sayıda sivil yaşamını yitirirken, binlerce insan evlerini terk etmek zorunda kaldı ve insani yardıma ihtiyaç duymaya başladı. Uzmanlar, bu tür saldırıların bölgedeki barış sürecine ciddi zararlar verebileceğini belirtiyor ve tarafları barış müzakerelerine dönmeye çağırıyor.
Yerel sağlık otoriteleri, son yapılan saldırılarda sivil kayıpların artış gösterdiğini, hastanelerin de zor duruma düştüğünü aktarıyor. Yetersiz sağlık kaynakları ve artan yaralı sayısı, gerginliği daha da artırıyor. Gazze’de yaşayan insanlar, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, çok sayıda insanın evsiz kaldığı bildiriliyor. Bu durum, bölgedeki insani durumu daha da kritik bir hale getirmekte.
Çatışmaların sona ermesi ve barış ortamının sağlanması yönündeki çabalar, geçmişte elde edilen anlaşmalarla sınırlandırılmış durumda. Ancak, taraflar arasındaki güven bunalımı, barış görüşmelerinin sık sık kesintiye uğramasına neden oluyor. Uluslararası diplomatik kanalların yeniden faal hale getirilmesi, taraflar arasında bir anlaşma sağlanması için elzem görünüyor. Aksi halde, bir ateşkese daha sahip olan bölge halkı, şiddetin pençesinde yaşamaya mahkûm olabilir.
Gelecek günler, hem Gazze’de yaşayan siviller hem de uluslararası toplum için büyük önem taşıyor. İyileşmesi zor bir insanlık dramıyla karşı karşıya bulunan bu toplumun, bir an önce barışa ve huzura kavuşması için uluslararası müdahale ve destek gerekmekte. Büyük güçlerin ve bölgede etkili olan ülkelerin, bu konudaki tutumları, gelecekte yaşanacak olayların seyrini belirleyecektir.
Son günlerde yaşananlar, sadece Gazze için değil, tüm Orta Doğu için tehlike sinyalleri taşıyor. Savaşın yarattığı travmalar, bölgedeki istikrarı tehdit ederken, barış umutlarını da söndürüyor. Söz konusu olaylar ilerleyen dönemde nasıl bir gelişme gösterecek? Tüm gözler, bölgedeki gelişmeler üzerinde yoğunlaşmış durumda.