Bayram, coşku ve mutluluğun paylaşıldığı özel bir dönemdir. Ancak bu yıl bayram, İstanbul'da yaşayan bir aile için kabusa dönüşmüş durumda. 21 aylık bebekleri Eylül, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybetti. Ailenin yaşadığı büyük acı, etraflarındaki tüm yakınlarını ve tanıdıklarını derinden etkiledi.
Eylül, doğuştan bazı sağlık sorunlarıyla mücadele ediyordu. Ailesinin her türlü çabasına rağmen, minik Eylül'ün durumu gün geçtikçe kötüleşti. Aile, Eylül’ün sağlığı için çeşitli hastanelere başvurdu, ancak istediği tedavi yöntemleri her zaman mümkün olamadı. Çeşitli uzmanlar tarafından denenen tedavi yöntemlerinin başarısız olması, ailenin umudunu giderek azalttı. Bu durum, hem fiziksel hem de duygusal olarak aileyi yıprattı. Eylül’ün büyük bir tedaviye ihtiyacı olduğunun farkında olan aile, onlarca dua ve umutla gelişmeleri bekledi.
Bayram günü, aile üyeleri ve akrabalar bir araya gelerek sevinçlerini paylaşmayı planlarken, Eylül’den gelen acı haber her şeyin seyrini değiştirdi. Küçük bebeğin vefatı, sadece ailesini değil, bayram coşkusunu paylaşan tüm yakınlarını da derinden etkiledi. Tüm hazırlıklar, kutlamalar bir anda hüzne döndü. Eylülsüz geçecek bir bayram, kimseyi sevindirmedi. Çocukların gülümsemeleri üzerine inşa edilen bayram kültürü, bu yıl yaşanan acı olay nedeniyle farklı bir anlam kazandı.
Bu trajedi, sağlık sistemine, ailelerin karşılaştıkları zorluklara ve çocukların erken yaşta hayatlarını kaybetmelerine dikkat çekti. Toplum olarak, henüz minicik yaşında hayata gözlerini yumduğunu duyduğumuz bir çocuk, hepimizi derinden etkileyen bir kayıptır. Eylülsüz bir bayram, belki de bunun en çarpıcı örneği oldu. Aileler, sevgili çocuklarının sağlığı için her türlü mücadeleyi vermelidir, ancak bazen her şey yeterli olamayabilir.
Böyle acı haberlerin ardından çevrede oluşan destek ağları, acılı aileye hugs and love sunarak, en azından duygusal olarak yanlarında olduğunu hissettiriyor. Kayıplarını paylaşmak, sadece bir aile için değil, tüm toplum için önemlidir. Unutulmamalıdır ki, bir çocuğun kaybı sadece ailenin değil, toplumun bir kaybıdır.
Bu minik yavrular için yapılacak pek çok şey var. Sağlık sistemindeki iyileştirmeler, erken teşhis programları ve ailelerin bu tür durumlarla başa çıkabilmesi için sağlam destek ağları oluşturulması, gelecekte benzer kayıpların yaşanmaması adına son derece kritik. Eylülsüz geçen bu bayramda, acı kaybının ardından yapılan çağrılar, herkesin dikkatini bu konuya çekmelidir. Belki de Eylül, yaşadığı kısa süre içinde çok şey öğrendiğimiz küçük bir mucize olarak kalacak.
Bu bayramda yaşanan üzüntü, belki de hayatın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatıyor. Aileler, sevdikleriyle birlikte geçirecekleri zamanın değerini bilmelidir. Daha fazla kaybın yaşanmaması için tedavi sürecindeki iyileşmeli ve tüm çocukların güvenli bir şekilde büyüyebilmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Küçük Eylül’ü kaybetmenin acısı, herkesin yüreğinde bir yer edindi. Doğanın bize sunduğu en değerli nimetlerden biri olan çocuklarımız, her zaman koruma altına alınmalıdır.