Rusya ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 105. yıl dönümü, iki ülke arasındaki işbirliğinin tarihi ve geleceği hakkında önemli bir dönüm noktası. Bu uzun süreli ilişkiler, iki ülkenin geçmişteki çatışmalarını, işbirliklerini ve stratejik ortaklıklarını gözler önüne seriyor. Günümüzde özellikle ekonomik, askeri ve enerji alanlarında yakınlaşan iki ülke, global bir güç dengesi oluşturma çabası içinde. Bu nedenle, Türk-Rus ilişkilerinin geleceği ve müzakerelerin önemi, hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde büyük bir merakla takip ediliyor.
1078 yılından önce, Rusya ve Türkiye'nin tarihi etkileşimleri baş göstermeye başladı. Bu ilişkiler, Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlayan politik, ekonomik ve kültürel alışverişlerle genişledi. 1917’deki Bolşevik Devrimi sonrasında, iki ülke arasında birçok askeri ve politik kriz yaşanırken, 1920'de imzalanan Moskova Antlaşması, her iki taraf için yeni bir başlangıç noktası oldu. Bu antlaşma, Türkiye'nin ulusal kurtuluş mücadelesinde Rusya'nın destek sağlaması açısından büyük bir öneme sahipti.
Geçen yüzyıl boyunca, Soğuk Savaş dönemi başta olmak üzere birçok uluslararası krizi de geride bırakan Türkiye-Rusya ilişkileri, 1990’ların ilerleyen dönemlerinde yeniden bir yön buldu. Özellikle ticaret ve enerji alanında atılan adımlar, iki ülkenin stratejik ortaklık kurma çabalarını pekiştirdi. 2010 yılında imzalanan "Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi" anlaşması, bu ilişkilerde yeni bir sayfa açarak iki ülkenin birçok alanda işbirliğini artırmasına olanak tanıdı.
Son yıllarda Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkileri, enerji güvenliği açısından kritik bir öneme sahip olmuştur. Türk Akımı doğal gaz boru hattı, doğrudan Rusya'dan Türkiye'ye gaz sevkiyatı sağlarken, Türkiye'nin enerji ihtiyacının karşılanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca, Akkuyu Nükleer Güç Santrali gibi projeler, Türkiye’nin enerji stratejisinin ayrılmaz bir parçası olarak öne çıkmaktadır. Bu tür projeler, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin yanı sıra güvenlik işbirliğini de pekiştirmektedir.
Güvenlik alanında ise, Suriye iç savaşındaki durumlar, Türkiye ve Rusya'nın birbirleriyle olan ilişkilerini derinleştiren önemli bir unsur olmuştur. Her ne kadar iki ülkenin farklı çıkarları olsa da, Suriye'deki siyasi çözüm için işbirliği yapmaları, uluslararası alandaki dinamikleri de etkilemiştir. Gerek bölgesel gerekse küresel anlamda oluşan güvenlik tehditlerine karşı ortak stratejiler geliştirmek, iki ülkenin ilişkilerini daha da derinleştirmiştir.
Gelecek dönemde ise Türkiye-Rusya ilişkilerinin nasıl şekilleneceği, her iki ülkenin de ulusal çıkarlarına ve global politikalara bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Özellikle NATO ile olan ilişkiler, Batı ile yaşanan gerilimler ve yeni jeopolitik gelişmeler, Türkiye'nin Rusya ile olan bağlarını da etkileyebilir. Bu bağlamda, iki ülke arasında var olan çalışan ilişkilerin derinleştirilmesi ve yeni işbirliklerinin geliştirilmesi büyük bir önem taşımaktadır.
105 yıllık bu diplomatik geçmiş, hem Türkiye hem de Rusya için tartışmasız önemli bir dönüm noktasıdır. Tarihin her aşamasında zenginleşen bu ilişki, günümüzde de gelişerek devam etmekte ve gelecekte ne tür dönüşümlere maruz kalacağı büyük bir merak konusudur. Dolayısıyla, Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler, yalnızca iki ülke açısından değil, tüm dünya için stratejik bir denge oluşturma çabası olarak değerlendirilmektedir.